Bu yazımızda sizlere ünlü heykeltıraş Rodin’in Öpücük isimli eserinden bahsedeceğiz. Öncelikle sanatçının hayatına değinelim…
FRANÇOİS-AUGUSTE RODİN(1840-1917)
12 Kasım 1840’ta Paris’te doğan Fransız heykeltıraştır. Rodin, La Petite École (Küçük Okul) isimli Özel Desen ve Matematik Okulu'na girdiğinde heykeli keşfetti ve desen becerisini geliştirmeye başladı. 1864’te ilk olarak kurduğu atölyesinde çalışmalara başlayan Rodin, 1871 yılında Belçika’da ilk kez yapıtlarını sergiledi. 1882 yıllarına gelindiğinde meşhur Düşünen Adam, Havva, Adem, Victor Hugo büstünü yaptı. Bu arada ilerde büyük rakibi olacak olan sevgilisi Camille Claudel ile tanıştı. Empresyonizmin öncülerinden olan Monet ile de sergi açtı.
Prag, Roma, Paris ve İngiltere’de çeşitli heykelleri sergilendi.
1882'de yazar ve ressam arkadaşlarından oluşan bir büst-heykel serisine başladı. Bu arada Uluslararası Ressam, Heykeltıraş ve Baskı Sanatçıları Derneği"nin başkanı oldu. Berlin, Londra, Venedik ve New York’ta sergileri sunuldu.
New York'taki Metropolitan Müzesi Rodin’in birçok eserini koleksiyonuna dahil etti. 1914'te Charles Maurice’in yardımıyla "Fransa’nın Katedralleri" adlı kitabı yayınlandı ve çok takdir topladı. Rodin 1916'da eserlerini Fransız hükümetine bağışladı.
Yoğun ve sansasyonel bir aşk hayatı olan Rodin’in bilinen ilişkisiden biri, rakibi olan ünlü kadın heykeltıraş Camille Claudel ile olandır. Öyle ki bu ilişki Rodin’in en verimli yılları, Claudel’in ise, sonu akıl hastanesine kadar dayanacak kadar olan, zorlu yılları olarak kayda geçer.
1917 yılında Rodin, kendisine yıllardır aşık olan modeli ve hizmetçisi Rose Beuret ile evlenir. Fakat bu evlilik çok uzun sürmez. 14 Şubat’ta Rose; 24 Kasım’da ise ünlü sanatçı Rodin hayata gözlerini yumar. İkisi de Rodin’in Düşünen Adam heykelinin altına gömülür.
ROMANTİK KÜLT BİR ESER: ÖPÜCÜK
Sanatçı: Rodin
Yıl: 1882
Tür: Mermer
Boyutlar: 181.5 x 112.5
Yer: Rodin Müzesi
Romantik aşkın sembollerinden olan en ünlü eserdir. Rodin’in, Düşünen Adam eserinde olduğu gibi, Dante’nin İlahi Komedya’sından esinlenerek yaptığı bu eser yasak bir aşkı konu alır. Cehennem Kapısı isimli dev eser için ürettiği figürlerden oluşan bir eserdir.
Rodin, Paolo ve Francesca’nın öpüşme sahnesine kapının sol kanadının altında yer vermiştir; ancak yasak aşkın acısından çok mutluluk ve coşkusunu yansıtan bu sahnenin, eserin bütünündeki tema ile çeliştiği düşüncesiyle figür kapıdan çıkarılır. Sanatçı, bundan sonra bağımsız bir esere dönüştürdüğü ve başlangıçta "Francesca da Rimini" adını verdiği heykeli 1887'de sergiledi. Eser, "Öpücük" olarak tanınır ve çok beğenilir. Daha sonra farklı boyutlarda birçok bronz kopyası üretilir.
Eserin hikayesi ise şöyledir: Francesca da Rimini ve eşi Gianciotto’nun erkek kardeşi Paolo Malatesta ile cehennem çemberlerindeki yolculukları sırasında tanışır. Birbirlerine aşık olup, yakınlaşırlar ve tam öpüştükleri esnada iki aşık yakalanır ve Francesca’nın kocası tarafından öldürülürler. Tutkulu çift birbirlerine besledikleri günahkar ve yasak aşk sebebi ile sonsuza dek cehennemde kalmaya mahkum edilirler. Bu iki aşığın öyküsü Dante’nin kitabı popülarite kazandıktan sonra, resim sanatında da sık işlenen bir tema haline gelir. Öyle ki bazı eserlerde Francesca’nın kocası, tutkulu çifti uzaktan öfkeli bir şekilde izlerken resmedilmiştir.
Eserin bu hikayesinden çok; figürlerin birbirlerine karşı olan tutkusu dikkat çeker. İki figürün de birbirini kavrayışları, duruşları bunu açıkça belli eder.
Figürler ve üzerinde bulundukları zemin birbiri ile kontrast bir ilişki içerisindedir. Kadın ve erkeğin yumuşak hareket akışına karşın, zeminin sertliği dikkat çeker. Bu durum, görsel sanatların birçok dalında olmazsa olmaz bir fenomendir. Resim sanatında renkler, duruşlar, geçişlerle karşılaştığımız durum, burada dokusal anlamda karşımıza çıkar. Kontrastların uyumu… Bir bakıma Evrenin 'öz’ünde olan zıtlıklar, sanatta vuku bulur. Zaten Evren’e sadece bakmakla kalmayıp, görmeye gönül verirsek birçok sanat eseri ile karşılaşmaz mıyız?
Esere tekrardan dönecek olursak; figürler aşkı ve tutkuyu sembolize eden bir durumu yansıtsalar da, çok fazla cinsellik barındırmaz. Bunun sebebi figürlerin idealize edilmiş vücutlarıdır. Erkeğin vücudu atletik; kadınınki ise akışkan ve estetiktir. Bu da dikkatleri, idealize edilmiş formlar üzerinde tutar.
O kadar ustalıkla işlenmiştir ki bu akışkanlık, malzemenin mermerden olması izleyicide hayret uyandırır. Sanki işlenen bir taş değil de; kumaştır.
Erkek figürün “L” harfi çizen duruşuna istinaden kadın figürün diyagonal bir hat çizerek gelmesi, heykeldeki denge ögesini oluşturur.
Eser ile ilgili son birkaç cümle eklemek gerekirse:
Rodin hayatı boyunca bu eserin üç adet büyük ve birçok küçük versiyonunu üretmiştir. Fransız hükümetinin siparişi olan ilk büyük boyutlu mermer heykel, 1918’den beri Paris'te bulunan Rodin Müzesi’nde sergilenir. Orijinalini birebir deneyimleyip, görmek ise eminim nefes kesicidir. Sanatla kalın…
Yazan: Merve Gökgöz
Kaynakça:
Wikipedia.org
musee-rodin.fr
