Romantik ressam Francisco de Goya’nın görenleri dehşete düşüren ve orijinal adı ‘Saturno devorando a un hijo’ olan eseri ‘Çocuklarını Yiyen Satürn’ (Saturn Devouring His Son) bizlere ne anlatmak istiyor? Meşhur sanatçı ve eserini yazımızda ayrıntılarıyla inceledik.
Eseri incelemeye başlamadan önce ressamımız Goya’yı tanıyalım. İspanyol ressam ve gravür sanatçısı Francisco de Goya 1746-1828 yılları arasında yaşamıştır. Portreleriyle ün kazanmış, sanatındaki yaratıcı öğeler ve cesur resimleriyle kendisinden sonra gelen Manet, Picasso ve Francis Bacon gibi isimleri etkilemiştir.
‘Romana benzer’ yapıtlarıyla Francisco de Goya, romantik dönemin en önemli isimlerinden biri olmuştur. Romantizm; o dönem Avrupa’da özgürlük, heyecan ve coşku tutkularını yansıtan bir akımdı. Akıl almaz ve doğaüstü sahneler, harabeler ve efsaneler bu dönemde çok sevilirdi.
Bir baskı sanatçısı ve ressam olarak son derece yetenekli olan Goya, eski ustaların sonuncusu, modern sanatçıların ilkidir. Avangard eğilimleri onu modern sanatın öncülerinden yapmıştır. Referanslarını şöyle ifade eder Goya: “Üç ustam var: Rembrandt, Velázquez ve doğa.”
Goya’nın sanat hayatına 1808’de patlak veren İspanyol Bağımsızlık Savaşı damgasını vurur ve bu savaş ünlü ressamı derinden etkiler. Geçirdiği ağır bir hastalığın ardından sağır olan ressam 1815’ten sonra inzivaya çekilmek amacıyla kırsal bir bölgede ev tutar. Bu evin önceki sahibi de sağırdır ve Goya da oraya taşınınca villa; ‘sağırın villası’ adını alır. Goya bu villayı dekore etmek amacıyla duvarlarına resimler çizmeye başlar. Genel olarak İspanya’nın içinde bulunduğu durum da Goya’nın sağlığı da iyi değildir. Bunun sonucu olarak bu evde geçirdiği süre boyunca son derece korkunç ve karanlık eserler üretir. Duvarlarına çizdiği resimlere de bu nedenle ‘Kara Resimler’ adı verilmiştir.
Goya’nın 1819-1823 yılları arasında yaptığı 14 resimden oluşan ‘Kara Resimler’ serisinden ‘Çocuklarını Yiyen Satürn’ eserini daha yakından incelemeye başlayalım. Bu resimler Goya’nın evinin alçı duvarlarına yapılan fresklerdi ve 1874 yılında duvardan tuvallere aktarıldı. Benim en çok dehşete düştüğüm nokta, Goya’nın ‘Çocuklarını Yiyen Satürn’ünü evin mutfak duvarına yapmış olması. Ayrıca şunu da belirtmekte fayda var: bu eserlerin hiçbirine Goya isim vermedi. Resimlerin adları ölümünün ardından onlara sahip olanlar ve küratörler tarafından konuldu. Ki zaten isim vermek bir tarafa Goya resimlerinin birçoğuna imza bile atmıyordu.
Francisco Goya, Çocuklarını Yiyen Satürn
1,43 m x 81 cm, Prado Müzesi (İspanya)
Eserin konu aldığı hikayeden de kısaca bahsedelim. Yunan mitolojisi tanrılarından biri olan Kronos (Roma mitolojisindeki adıyla Satürn), bir kehanetle, tıpkı kendi babası Ouronos’un (Roma mitolojisindeki adıyla Uranüs) da yaşadığı gibi çocuklarından birinin onu devireceğini ve başa geçeceğini öğrenir. Bu gerçeği kabullenemeyen ve deliye dönen Kronos, tüm çocuklarını doğdukları anda diri diri yemeye başlar. Son oğlu Zeus ise annesi tarafından kaçırılır ve Kronos’un ulaşamayacağı bir yere gönderilir. Eşi Rhea, oğlu Zeus yerine ona bir kaya parçası verir fakat gözlerini öylesine hırs bürümüştür ki Kronos bunu fark etmeden kayayı midesine indirir. Yıllarca ailesinden uzak bir yerde yaşayıp büyüyen Zeus ise sonunda gelip babasını tahtından ederek Olimpos Dağı’na hükmetmeye başlar ve böylelikle kehanet de doğrulanmış olur. Resimde de Goya’nın Kronos’un çocuklarından birini canlı canlı yediği anı tasvir ettiği düşünülmektedir. Bir diğer taraftan Goya’nın bu resminde VII. Fernando önderliğindeki baskıcı İspanyol devletini sembolize ettiği düşüncesi de zayıf değildir. Yönetimdeki güce tapan ve gücü elde etmek isteyen insanların bu uğurda korkunç şeyler yapması ona Kronos’u hatırlatmış olabilir.
Son olarak yine Kronos’un hikayesini tasvir eden Peter Paul Rubens’in Satürn eserine değinelim. Rubens’ın çizimi, çok daha eski olmasına rağmen Goya’nınki kadar ses getirmemiş. Bu durumun başlıca sebebi Rubens’ın Goya’nınki kadar karanlık bir döneme şahitlik etmemesi olabilir.
Goya, Rubens’in resminden etkilenmiş ancak ondan çok daha karanlık ve korkunç bir resim ortaya çıkarmış. Satürn’ü; Rubens yaşlı bir insan kılığında resmederken Goya ise karanlıkların içerisinden çıkıp öldürme arzusunu dizginleyemeyen çıplak ve uzun saçlı histerik bir yaratık şeklinde resmetmiş. Bu iki eser de Madrid’de bulunan Prado Müzesi’nde yan yana sergilenmektedir.
“Goya’nın figürleri başka bir dünyaya aittirler.”
-Gombrich
Sitemizdeki Çocuklarını Yiyen Satürn ürünlerini incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.
Yazan: Elif Şevval TUNÇ
Kaynak:
Umberto Arte ile Sanat, Destek Yayınları
wannart.com