Osman Hamdi Bey’in bu eseri, fiyatı kadar büyük bir değere sahip. Bu tablo döneminin zorlu toplum şartlarına ve düşünce yapısına göğüs gererek günümüze kadar sapasağlam bir şekilde ulaşmayı başardı. Siz de bu tablonun muhteşem hikayesine bir göz atmak istemez misiniz?
Bu tabloyu daha iyi anlamak için öncelikle ressamından bahsedelim;
Osman Hamdi Bey Kimdir?
Babası İbrahim Ethem Bey’in Osmanlı Sadrazamlığını yaptığı döneme denk gelmiş olması onun için muhteşem bir şans olmuştur. Babasının böyle yüksek bir makamda oluyor oluşu Hamdi Bey’in o zamanlar sıkıntılı bir düşünce yapısına ve gerilemeye müsait olan Osmanlı toplumunun dışına çıkmasına ve eğitim için Paris’e gitmesine ön ayak olmuştur. Osman Hamdi Bey bu toplum şartlarından çıkmış olmasına rağmen yine de kendini yeniliklere adamış Avrupa’da geçirmiş olduğu 12 yıllık eğitim hayatında Hukuk eğitimi alırken resme olan ilgisini kaybetmemiş Hukukçu olduğu kadar mükemmel resimler yapan bir ressamda olmuştur. Bu durumdan şikayetçi olmamış üstüne bir süre boyunca Fransız yazarların yanında çıraklıkta yapmış. Anlayacağınız bu adam hayatını öğrenmeye boş zaman geçirmemeye adamış bir insanmış. Her zaman yaptığı her hareketinde yurdunu unutmamış kendi ülkesine faydalı olabilmek adına çalışmalarına devam etmiştir.
Avrupa’da geçirmiş olduğu dönemin ardından kendi ülkesine geri dönen açık ruhlu sanatçımız buradaki baskıcı ve geleneksel toplum karşısında baya bir zarar görmüş fakat boyun eğmeyip aksine toplumu daha modern hale getirmeye çalışmıştır. Osmanlı da güzel sanatlar okulunu kurup bir de müdürlüğünü üstlenmiştir. Arkeoloji bilgisi sayesinde ülkenin dört bir yanında arkeolojik kazılar yapmıştır. Bu yoğun tempoya rağmen resim yapmayı unutmamış yaptığı resimleri çevresine ücretsiz dağıtmıştır. İşte bu çizmiş olduğu resimlerin sonucunda “Kaplumbağa Terbiyecisi” adlı eserimiz ortaya çıkmıştır.
Hadi gelin eserin hikayesini anlatmadan bir de esere yakından bakalım
Kaplumbağa Terbiyecisi Tablosunda Neler Yer Almaktadır?
Tabloya bir bakış attığımızda herkesin gözüne kesinlikle ilk olarak kırmızı kaftanına ve neyine sahip o adam gelecektir bu adamın kim olduğuna dair çok fazla görüş bulunmakta ama kesinlikle doğru bir yorum ortada yok.
Fakat o kişinin Osman Hamdi Bey’in kendisi olduğu düşüncesi çok popülerdir hatta sırf bu yüzden sanatçının eserde görmüş olduğunuz doğu kültürüne ait kıyafetleri satın alıp onlarla fotoğraf çektirdiğini söyleyenler bile bulunmakta. Osman Hamdi Bey’in bu eserini Bursa Yeşil Cami’de başlayıp kendi atölyesinde tamamlamış olduğu düşüncesi bu popüler görüşler arasında yer almaktadır.
Eserin dikkat çekici bir diğer noktası ise tabii ki de orada bulunan beş sevimli kaplumbağa, bu kaplumbağaların neden beş tane olduğu veya bir şeyi mi sembolize ettiği düşüncesi bir sonuca ulaşamamış ve ortada asılı kalmış düşüncelerdendir. Biraz daha derine inersek görseldeki kaplumbağaların terbiyecinin sözünü dinlemeyip onu yormuş olduğu hemen gözümüze çarpmaktadır.
Hoghheim Store'da bulunmakta olan Kaplumbağa Terbiyecisi ürünlerine ulaşmak için tıklamanız yeterli.
Sanırım kaplumbağa eğitmek birazcık zor bir iş gibi duruyor. Neyse biz olaydan sapmayıp tablonun somut olarak bizlere sunmuş olduğu anlamına bakalım
Kaplumbağa Terbiyecisi Anlamı Nedir?
Eserin ve ressamın anlatmış olduğumuz bu özelliklerinden yola çıkarak diyebiliriz ki ressamımız bu eserde kendisini bir terbiyeci kaplumbağaları ise döneminin toplumuna benzetmektedir. Kendisi modern ve çağdaş bilgileri ile geride kalmış olan gelenekçi halkı biraz da olsa eğitme ve düzeltme çabasında fakat halk düşüncelerinde o kadar kararlı ve yeniliklere kapalı ki bu terbiye etme işi birazcık kontrolden çıkmış. Terbiyecinin ne kadar yorgun ve bıkmış olduğunu yüzünden bile anlamak mümkün.
Kaplumbağa Terbiyecisi adlı bu tablonun aynı güzellikte 2. versiyonu da mevcut o ise şu şekilde
Osman Hamdi Bey eserini çizdikten yaklaşık bir yıl sonra ufak tefek değişikliklere başvurduğu orijinalinden daha ufak bir resim daha yaptı ilkine aşırı benzeyen bu ikinci versiyonu ise dünürü olan Salih Münir Paşa’ya yaptığını anlattığı bir notta tablonun içerisinde yer almaktaydı. İlkine göre daha renkli duvar işlemeleri çatlar bölümlere yerleştirdiği dini yazılar, boş durmakta olan camın ön kısmına yerleştirdiği vazosu ve kaplumbağa sayılarında ki değişimleriyle 1907 yılında bu ikinci tabloyu tamamlamıştır.
Tablonun neden bu kadar değerli olduğu ve insanların en çok dikkatini çeken kısım ise döneminde ki satış fiyatı gelin oraya da bir beraber göz atalım.
Kaplumbağa Terbiyecisi Fiyatı
2004 yılına geldiğimizde Erol Aksoy’un kendisinde bulunan bu tabloya ve diğer mal varlığına Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) el koyar ve bu tabloyu bir açık arttırma aracılığıyla satışa sunar. Bu tabloya yoğun ilgi duymakta olan İstanbul Modern ve Pera Müzesi bu tablo için inanılmaz bir mücadeleye girmişlerdir.
Bu açık arttırmanın sonunda ise Türk tarihinde bir tablo için ödenmiş olan en yüksek ücreti bu tabloyu almak ve Pera Müzesine götürmek için Suna ve İnan Kıvanç çifti ödemiştir ve günümüzde de müzenin en değerli eserlerinden biri olarak sergilenmektedir. Bu olay sayesinde bu tablonun adı halk arasında büyük bir nam salmış çocuk yaşlı demeden herkesin tanımasına aracı olmuştur.
İlgili İçerik: Necropompos'un Acheron'daki ölü ruhları "Souls on the Bank of Acheron" eserinin hikayesi
İlgili İçerik: Vincent van Gogh Neden Kulağını Kesti? Ne Kadarını Kesti?